Yeni Açılan Bölümlere Nasıl Yaklaşmalı?

Bir taraftan LYS'ye hazırlık süreci devam ederken, diğer yandan da adayların yüreğinde sınav sonrasındaki senaryolarla ilgili ufak hareketlenmelerin başladığı bir döneme giriyoruz. Doğrusu, sınav bitinceye kadar LYS'den başka bir şeye odaklanmamak. Ancak zihinsel yorgunluğun arada bir dinginliğe alınabilmesi için sınav sonrası hülyaları da keyifsiz değildir.

Vicdansızlık edip de tüm LYS hazırlık sürecini bu hülyalar ile heba etmeyin ama. Denizin orta yerinde duran kayığın küreklerine asılmadan kıyı şeridindeki güzel anların hayali ile huzura ermek acı bir sonuçla sizi karşı karşıya bırakır. Unutmayın...

Yaklaşan bir fırtına var ve sizi denizin azgın dalgalarından koruyacak yegane unsur ise hava mutedilken küreklere asılmak. Yani henüz LYS için zaman varken çalışmalarınızı küçük molalarla sürdürmek.

Bu motivasyon paradigması üzerinden konumuza doğru yelken açalım...

Her yıl tercih dönemi geldiğinde en çok merak ettiğimiz hangi üniversitelerde hangi bölümlerin öğrenci alacağıdır. ÖSYS kılavuzu haziran sonu veya temmuz başı yayınlanıncaya kadar bir muamma olarak devam eden bu sır perdesi, kılavuz yayınlanır yayınlanmaz tüm çıplaklığı ile karşımıza çıkar.

Hangi bölümlere girmek istediğiniz baştan tasarlanmışsa eğer "Bakalım ne olmuş? Kontenjanlar artmış mı? Azalmış mı?" diye tekno-marketin kapısında sabahın seher vakti ucuza kampanya ürün kapatmayı bekleyen tekno-manyaklar gibi bekler ve heyecanlanırsınız.

ÖSYS Tercih kılavuzu yayınlandığında;

1) Hali hazırda geçmişten bu güne öğrenci almaya devam eden ve kontenjanları aynı kalan programları görürsünüz. (İstikrar Abidesi Bölümler...)

2) Geçmişten bu güne öğrenci almasına rağmen bu yıl tedavülden kalkan veya diğer bir ifade ile kapanan bölümlerin farkına varırsınız. (Rahmetli Bölümler...)

3) Yine eskiden beri öğrenci almasına rağmen kontenjanı artan veya azalan bölümlere şahit olursunuz. (Oynak Bölümler...)

4) Bir de son olarak kılavuza ilk kez giren yeni üniversite veya bölümleri görür, sevinirsiniz. (Bebeler...)

Sevinirsiniz; zira bu bölümleri farkedenin sadece siz olduğunuzu düşünür ve az bir puanla buraları kapatacağınızı varsayar, çaktırmadan bunları tercih listenize almaya karar verirsiniz. "Aman hocam kimseye söylemeyin de puanları yükselmesin..!" diye bize ayar çeken kitle de yok değildir...

Evet..! Farketmemek bir dönem için doğru bir algıydı. Fi tarihte tercih yapan öğrenciler bu bölümleri çoğunlukla farketmez, farkedenler de bunların puan ve sıra düzeylerinin nerede tecelli edeceğini bilemediklerinden yalan yanlış tercihler yapar ve düşük puanlarla bu bölümlere giriş yapabilirlerdi. Şansın etkili olduğu yıllar... Kampüslerin çoğunun dutluk olduğu yıllar yani...

Peki...

Şimdi böyle mi?

Tabi ki değil! Ortalık tercih kurdu kaynıyor. Fırsatı ganimet bilip paso yeni bölüm yardıran bi dünya üniversite adayı var. Son yıllarda yeni açılan bölümler bir avantaj tercih formatından çıkıp, daha dezavantajlı bir tercih haline gelmeye başladı. Eskiden beri var olan bir bölümü 3 bin kişi seçerken, eşdeğer yeni bir bölümü 8-10 bin adayın seçtiğine şahit oluyoruz. "Hani ne olur ne olmaz hesabı..!"

Durum tespitini yaptık, sözü daha fazla yormadan bu tür yeni açılan bölümlere karşı yaklaşımınızın nasıl olması gerektiği ile ilgili bir iki teknik bilgi yardıralım.

Öncelikle bir bölümün yeni açıldığını nereden farkederiz?

ÖSYS kılavuzunda puan veya sıra hanesinde kesik kesik çizgilerle gösterilmişse bu bölüm yenidir. Büyük olasılıkla ilk kez öğrenci alacaktır.

Bir de * ile ifade edilenler var ki onlar büyük olasılıkla yeni görünümlü eski programlardır.

Yani nasıl oluyor?

Şöyleki; önceden başka puan türü ile öğrenci alıp, bu sene bir başka puan türüne tabi olan bölümlerdir. Bu bölümler yeni değildir aslında. Puan türü yeni olduğu için ÖSYM bunlarla ilgili bir veri yayınlamaz.

Genelde puan türü değişenlerde öyle büyük ekşınlar yaşanmaz. Önceki yıllardaki seyirde ve sırada devam eder gider. Yani Marmara önde, Kocaeli arkada kalmış ise bu sene de aynı klasmanda ilerler...

Burada asıl merak edilen Marmara'nın bir önceki yıla göre ne kadar önden veya arkadan başlayacağıdır ki; bunu da ilk bakışta tahmin etmek zor olsa da bir kaç teknik analizle yaklaşık sapması bulunabilir. Yeter ki puanı MF'den TM'ye ya da TM'den TS'ye geçmiş olmasın...

Gelelim full yeni bölümlerdeki stratejiye...

Tercih retoriği bakımından bu bölümlerin en çok merak edilen hususu yine sıralama olarak nerede konumlanacağıdır. Böyle bir durumda bakmanız gereken, o bölümün eşdeğerinin, eşdeğer üniversitelerdeki konumudur.

Örnekleyerek gidelim...

Mesela Dumlupınar Üniversitesinde bir Sosyal Hizmet bölümü yeni açılmış olsun. Dumlupınar'da yeni ama çevre illerindeki eşdeğer üniversitelerde daha önceden bu bölüm varsa olay çözüldü demektir. Hemen Afyon Kocatepe'ye bakarsın. Var mı? Diyelim var. Kaç puanla almış? Bilmem kaç... Sıralaması ne olmuş? bilmem ne... Bunu yazarsın bir kenara. Tek Afyon'la yetinmez, Uşak, Manisa, Isparta vs. illere bakarsın. Görürsün ki çoğu aynı aralıkta dolanıp duruyor. Al sana Dumlupınar Sosyal Hizmet'in yaklaşık çıkacağı yer. Budur yani...

Diyelim bu bölüm çevre illerdeki hiç bir üniversitede yok. Bu sefer daha uzak lokasyonlardaki üniversitelerde varsa onları referans alır, o uzak üniversitelerle Dumlupınar'ın korelatif farklarını dikkate alarak bir öngörüde bulunursun. Yaklaşık bir değer çıkar...

Veya öyle bir bölüm ki; neslinin tek örneği. İlk kez burada açılmış ve bir başka üniversitede yok. Bu sefer de bu bölüme en yakın bölümlerin Dumlupınar veya diğer üniversitelerdeki puanına bakarak yine bir tahmin yürütülebilir. İlk 2 yöntem kadar tutmasa da yine de doğru yere koyabilme şansı yüksektir.

Teknik olarak yeni bölüm seçerken bunlara bakarsınız ama ya mesleki olarak, psikolojik olarak?

İşte bu da üzerinde durmanız gereken önemli bir husustur. Her yeni bölümün bir doğma, gelişme ve büyüme süreci vardır. Her yeni güzel olmayabilir. Okulun fiziki, akademik ve pedagojik koşulları yeni bölümler açısından genelde daha fazla riskleri barındırır. Bu nedenle yeni bölümleri tercih etmeden bu bölümdeki okul koşullarına, öğretim elemanı yapısına, müfredat ve işleyiş biçimine, üniversitenin geçmişten bu güne oluşan algısına, bölümün iş ve istihdam olanaklarına, gerektirdiği kişilik özelliklerine... yani pek çok şeye de bakmak gerekir.

Öyle bodoslama meslek seçimi yapılmaz gençler...

Tercih dönemi geldiğinde bu konuları ayrıntılı işleyeceğiz zaten. Yeni açılan bölümlerle ilgili konuşulacak çok mevzu var ve yolculuktan yeni döndüğüm için bu kadar ile kifayet edelim şimdilik...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Üniversite Taban Puanları Belli Oldu, Taban Sıraları da Yaklaşık Hesapladık...

Üniversite tercihleri başladı, tüm adaylara bol şanslar...

An itibariyle YKS tercih dönemine yine merhaba dedik...