Enişte Çek Doblo'yu, Akalım Hayata!

Eğitim ve sınav yazmaktan ben sıkıldığıma göre siz de okumaktan hayli hayli sıkılmışsınızdır. Ara ara uzmanlık alanımızın dışından life style yazılar da kaleme alalım ki ufak bir nefes, küçük bir teneffüs olsun değil mi cengaverler.

Hiç öyle şunu yazayım planım da yok. Aklıma ne gelirse, klavyemden ekrana ne dökülürse hunharca yazacağım gençler. Siz de ister okuyun, ister okumayın umurumda değil. Siz bilirsiniz yani...

Başka kültürlerde pek karşılığı olmayan ama bizim coğrafyanın insanının aklını başından alan çeşitli olaylar, durumlar ve nesneler vardır. O zaman bu yazıda oradan yürüyelim. Sembol olmuş, fenomen olmuş bir araçtan bahsedelim.

Hangi araç hocam? Yine ne karıştırıyorsunuz?

Doblo!



Doblo'yu bilirsiniz. İtalyan araba devi Fiat'ın ürettiği, üretirken de bizde yaratacağı çağrışımı aklının ucundan bile geçirmediği bir hafif ticari araç. Aşağıda yazacaklarım aracın teknik donanımları değil, bizim standartlarımıza dönüştürülmüş halidir. Yoksa bildiğimiz bir ticari araç...

Eee! Ne var bunda? Doblo işte hocam...

Öyle demeyin işte gençler, Doblo bizde bir yaşam biçimidir. Samimiyetin, akrabalık ilişkilerinin, metropoldeki varoş kültürünün, erkek egemen jargonun hayat bulduğu, anlam kazandığı sembol bir marka...

Bütün kurallar onun dışındaki diğer otomobiller için yazılmış, çizilmiştir mesela. Çünkü o kural tanımaz. Kırmızı ışıkta geçer, yolun ortasında durup yük veya yolcu indirir, hız sınırının olduğu bölgelerde sürekli makas atar, öndeki aracı sürekli selektörle uyarır. Mutlaka acelesi vardır ve bir yere geç kalmışçasına hareket halindedir.

En baba ses sistemleri onda yüklüdür. Desibel oranı arabayı zıplatacak ölçüde hoparlör teçhizatıyla donatılmıştır. Tabi fabrika donanımı değil, modifiye... Sadece ses değil tabi. Işıklı gösteriye hazır bir düzenek de bu sese eşlik eder.

Aracın fabrika çıkışlı jantları da mutlaka değişmiştir. Daha janjanlı daha parlak ve daha haşin bir jant takımı ile tekerler paçalı güvercinler gibi döner durur bütün güzergahta...

Aracın fark yaratan en önemli parçalarından biri de güçlendirilmiş egzoz takımıdır. Bütün bir eğitim hayatım boyunca doğrusunu bir türlü bilemediğim iki kelimeden biri poğaça, biri de egzoz. Hoş gerçi bunları börekçiler de, tamirciler de bilmiyor çünkü her birinde farklı şekilde telaffuz edilen tabelalara sıklıkla rastlamışsınızdır.


Bol gürültü çıkararak yola devam eden araç aslında ben bir doblo değil, formula-1'in efsane aracı Ferrari'yim havası da yaratır asfaltta...

Doblo'da olmazsa olmaz şeylerden bir kaçı da her an barbekü partisine hazır mangal, piknik tüp, kömürlü semaver ve hasırdır. Bagajın subwofer amfisinden arda kalan yeri bunlarla doldurulmuştur.

Peki efenim...

Doblo mudur tüm bunları yapan?

Elbette değil.

Doblo genel olarak bir enişte aracıdır. İtalyan devi Fiat'ın bu coğrafyadaki eniştelere bir kıyağıdır aslında Doblo.

Bir de ne mi olur?

Şu olur?

Mazot deposu hiç bir zaman full dolu değildir. Genelde hep 20 liralık mazot atılır ve onunla gidilir ve çoğu zaman yolda mazot biter ve enişte elinde bir bidonla benzinciye doğru ağzında sigarasıyla söve saplaya hızlı adımlarla ilerliyordur. Tabi arabanın mazotu nerede bitmişse o pozisyonda kalır. Arkada trafik oluştu mu, akışı engelliyor mu bakılmaz. Zaten aracın arkasına bir reflektör falan da konmaz, doblo olduğunu gören diğer sürücüler takip mesafesini koruyarak ilerlerler.

Doblolarda ilk yardım çantası, yangın söndürme cihazı, zincir, takoz ve çekme halatı gibi yol ve sürüş yardımcıları da bulunmaz, zira gerek de yoktur.

Doblo'nun bütün bu genetik özelliklerinin arkaplanında aslında yine bir başka İtalyan markası doğan görünümli şahin yatar gençler. Şimdi daha çok ücra Anadolu kentlerinde yaygın olarak kullanıldığı için metropollerde bu geleneği artık doblolar sürdürmektedir.

Samimiyetinden ve sıcaklığından hiç bir şey kaybetmeyen bu fenomen araç hakkında bu kadar derinlikli bir analiz yapmamızın elbette bir gerekçesi var. 20 yıllık seyr-ü sefer hayatımda arkadan tampona giydiren iki aracın doblo olmasını saklayacak değilim. Gerçi bizde hasar büyük değil ama özellikle Doblo'lardan birinin yürüme yetisini kaybetmesi de yüreklere su serpmedi değil gençler...

Siz siz olun sahip olduğunuz vasıfların, değerlerin, kişiliklerin fabrika ayarları ile oynamayın gençler. Sonra ucube bir sonuç ile karşılaşırsınız ve kendinizi bile tanıyamazsınız...

Hadi dersin başına şimdi, yeter bu kadar Doblo geyiği...

Yorumlar

  1. Hocam bizde de 2006 Model doblo var.
    Ama orijinalde nasılsa öyle duruyor.
    Pikniğe giderken kalabalık olarak gidebiliyoruz.
    Bizim memlekette (Kayseri'de) Doblo=aile arabası

    YanıtlaSil
  2. Hocam geçen sene bir Ygs puan hesaplama dosyanız vardı.
    doğru ve yanlışları girince puanları sıralamaları hesaplıyor ve nereleri tercih edeceğimizi gösteriyordu.
    Bu sene dosyayı yayınlamayı düşünüyor musunuz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Mesajınız site moderasyonu tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Üniversite Taban Puanları Belli Oldu, Taban Sıraları da Yaklaşık Hesapladık...

Üniversite tercihleri başladı, tüm adaylara bol şanslar...

An itibariyle YKS tercih dönemine yine merhaba dedik...