İkinci Ek Yerleştirmenin Tefrikasını Yazdım!

Bu yıl uygulanan YKS, hem hazırlığı hem uygulanan sınavı hem de sonuçları itibariyle 2018 yılından beri en çok akılda kalacak sınavlardan biri oldu. Gençler sınava pandemi koşullarında hazırlandılar. Kah yüz yüze kah uzaktan derken bir aday için en konsantrasyon bozucu yıllardan biri daha yaşandı. 

Öte yandan sınavı oluşturan ders ve testlerin müfredatında da bir daralmaya gidilmedi. Sanki tüm koşullar olağan şekliyle ilerliyormuş gibi olağan bir sınav havası yaratıldı. Adaylar bir buçuk yıldan beri çoğunlukla uzaktan ve bir miktar yüz yüze yöntemle eğitim aldıkları için doğal olarak olayı kanıksadılar ve bir taraftan hazırlıklarını sürdürürken diğer yandan da sınavı beklemeye koyuldular. Nereden bilsinler asıl mevzunun sınav ile level atlayacağını! 

Özensizce hazırlanan ve gereksiz zaman alıcı bir sınav uygulandı. Uygulanan sınavın sanki diğer tüm dersler birer figüranmış gibi neredeyse tamamen matematik testlerinin üzerine yıkılması ise puanda adayları diplere vurdu, barajda ise minimize rakamlarla 1 milyondan fazla adayı tercih hakkının altına itti. Zaten kanlı bıçaklı olduğumuz matematikten nefret ettirmenin yolu da böylece keşfedilmiş oldu sanırım.

Sonuçlar aslında puan olarak olmasa da sıralamalar bakımından barajı geçen adayları memnun etmedi desek yalan olur. 50 bininci olmayı beklerken 25 bininci, 100 bininci olmayı beklerken 45 bininci olunca doğal olarak bu durum baraj sorunu olmayan adayları sevindirdi. Sıralamalarını görür görmez çoğu adayın tercihlerinde yeni bir güncelleme yapma gereği duyduğuna şahit olduk.

Sonuçlar 28 Temmuz'da açıklandığında bu yıl yola çıkan 2 milyon 592 bin 390 adayın 1 milyon 627 bin 539'unun 2 yıllık programları tercih etme hakkını elde ettiğini gördük. Bu da demek oluyor ki, her 100 adaydan 62,8'i bir önlisans programını tercih etmeye hak kazandı. 

Yine aynı gün açıklanan sonuçlar 4, 5 ve 6 yıllık programları (lisans programlarını) seçecek adayların da kimler olacağını belirledi. Orada 4 ayrı puan türü olduğundan adayların puan türlerine göre dağılımını gördük. Örneğin AYT için yola çıkan 1 milyon 781 bin 678 adayın sadece 390 bin 132'si sayısal puan türünde, 563 bin 808'i sözel puan türünde, 587 bin 678'i ise eşit ağırlıklı puan türünde lisans programlarını seçmeye hak kazandı. Oranla ifade edersek her 100 adaydan 21,9'u sayısalda, 31,6'sı sözelde ve 33'ü de eşit ağırlıkta bir lisans programı seçme hakkını elde etti. 

Hocam bayağı güzelmiş! Toplayınca adayların yüzde 86,5'i barajı geçmiş işte. Daha ne istiyorsunuz diyebilirsiniz. Kazın ayağı öyle değil tabi. Buradaki oranlar tekil aday oranı değil. Bazı adaylar tek puan türünde 180 barajını geçiyorken, bazı adaylar 2, hatta bazıları 3 puan türünde de barajı geçebiliyorlar. Yani kitle karışık, salt o puanın yolcuları değil. 

Tekil aday sayısını net olarak bilmemekle birlikte bunun 2021 yılı için 600- 650 bin arasında olabileceğini tahmin ediyoruz. Yani özetlersek AYT için yola çıkan her 3 adaydan sadece 1'inin tercih hakkı kaldı. Hatta bunu YKS için yola çıkanlara oranladığımızda ancak 4 adaydan 1'inin lisans programlarını tercih etme hakkının olduğunu ifade edebiliriz.

Önceden nasıldı peki hocam? Yine bu oranlarda mıydı?

Geçen yıl TYT'de her 100 adaydan 72'si 2 yıllık için gerekli olan 150 barajını geçmeyi başarmıştı. TYT'de geçen yıldan 118 bin 103 daha az aday bu barajı geçebildi bu yıl. 

4 yıllık okullar için gerekli olan Sayısalda geçen yıl yüzde 38,8 sözelde yüzde 46 eşit ağırlıkta ise yüzde 55,9 aday tercih barajlarını geçmeyi başarmıştı. Bu 3 puan türünde lisans programını seçebilecek aday sayısı tekil olarak 1 milyonun üzerindeydi yine geçen yıl. Oysa bu yıl 650 binler düzeyine geriledi.

Kaç kontenjanı var bu üniversitelerin hoca? Yetmez mi bu kadar barajı geçen?

Kontenjanlar ne kadar mı? Şu kadar... Lisans programları için 506 bin 4 ve önlisans programları için de 504 bin 665 koltuk ayrılmış durumda. Özel yetenek ise sadece 150 barajıyla işi olan özel bir alan ve orada da bu yıl 29 bin 196 aday üniversitelerin konservatuvar ve güzel sanatlar fakülteleri ile beden eğitimi ve spor yüksekokullarına alınacak.

Ne güzel işte barajı geçen 650 binin tamamı 506 binlik kontenjanları doldurur kimse de açıkta kalmaz. Herkes yerleşir süper de olur diyebilirsiniz. Bu kazın ayağı da öyle değil işte. Neden mi? Şundan...

Tercih hakkı elde eden her aday tercih bildiriminde bulunmuyor. Örneğin geçen yıl 1 milyon 745 bin 642 adaydan sadece 1 milyon 151 bin 632'si tercih bildiriminde bulunmuş. Çocuk barajı geçmiş ama tercih yapmamış. Elde ettiği sırayı puanı beğenmeyen ve tercih edeceği bölümlere onu yolcu etmeyeceğini düşünen çok sayıda aday tercih yapmıyor bu bir. 

Bir de barajı geçmesine rağmen üniversitelerde halihazırda okuyan yani öylesine sınava girip tercih hakkı kazanan ama tercihle işi olmayan hatrı sayılır sayıda aday var. Bir de bunlara böyle kolay üniversiteye yerleşilecek bir yılda bile yanlış tercih yapıp açıkta kalacakları eklediğimizde kontenjanların doluluk oranlarının büyük ölçüde düşük seyredeceği bir yıl olacağını öngörüyoruz. 

Siz kimsiniz? Öngörmek sizin neyinize? Size kim öngörme yetkisini verdi diyebilirsiniz. Haklısınız! Ancak 27 yıldır bu sürecin tüm civcivli konularını takip edince böyle bir ödev hissediyor insan. Bunun hissiyattan da öte nesnel bir gerçekliği de var tabi. Son yıllarda çoğu bölümde yüzde 100 doluluk yaşanmıyor zaten. Üstelik barajı geçen aday sayıları her 2 kişiden 1'i kadar olduğu yıllarda bile. Örneğin geçen yıl 70 bin 268, 2019'da 96 bin 984, 2018'de de 180 bin 360 kontenjan genel yerleştirmede boş kaldı. 2018 çok kritik bir yıldı, sistem değişmişti. Bu yıl da aynı kritiklik düzeyinde...

Hocam dolmazsa da dolmasın ne var bunda? 15-20 soru yapamayan da üniversite okumasın organize sanayide çalışsın diyebilirsiniz. 

Ama bu çocuklara haksızlık yapıldı. Salgın koşulları daha da ağırlaşmış biçimde devam ediyorken bir müfredat güncellemesi yapılmadı. TYT sınav süresi geçen yıl 165 dakika iken bu sene yeniden 135 dk.ya düşürüldü. Olağanüstü durumda geçen yıl baraj 170'e çekilmişken aynı durum devam ettiği yani salgın koşulları kesintisiz sürdüğü halde baraj 180'e yeniden çıkarıldı. Çocukların zihnine ve zamanına tecavüz eden garip bir sınav uygulandı. Aslında bu yılki adayların baraj düzeyindeki puanları ile geçen yıl sınava giren adayların performanslarını kıyasladığımızda bu yıl 180'i kıt kanaat geçen adayların geçen yılın koşullarında sayısalda 211, sözelde 200 ve eşit ağırlıkta da 205 puana eşdeğer bir başarı yakaladıklarını gözledik. Sırf sınav standardı geçen yıldan farklı diye çocuklar puan ve sıralarda minimum düzeylerde kaldı.  Matematik testleri ile tüm dengeleri alt üst eden bir sınav uygulayınca bu çocukların puanları da 180'e ancak yetti.

Vel hasılı kelam bu laf bitmez, bu mevzu çok uzar...

Bir yandan üniversitelerin bir yandan da baraj altı kalan adayların girişimi ile olayın vahameti kamu nezdinde ilgiye ve dikkate değer bulundu ve sorun barajları 10 puan aşağı çekerek bir nebze de olsun giderilebildi. Keşke baştan barajlar şu an belirlenen yeni değerlerde olsaydı. Köprüden geçerken kural değişmeseydi. Sanırım öngörülemedi ya da bilemiyorum ne olduysa oldu.

Sorun giderilebildi diyoruz ama ne olacağı konusunda çok da bilgi sahibi değiliz henüz. Zira YÖK bu işin sadece adını koydu ama yöntemini açıklamadı şu ana kadar. İlerleyen günlerde bakalım ne olacak? Bizler de baraj altı kalıp yeni durumda barajı geçebilecek ve 2. ek yerleştirmede tercih hakkı kazanacak tüm adaylar ve ebeveynleri gibi merakla bekliyoruz.

Şunu bir kez daha söyleyelim de arada kaynamasın. Bu yıl 150 ve 180 barajını geçenlerin üniversiteli olmak nasıl da analarının ak sütü gibi helalse yeni durumda 140 ve 170 barajını geçecek olanların da üniversiteli olmak analarının ak sütü gibi helaldir. Yıldan yıla standardizasyonunu yitirmiş bir sınava sabit bir puan barajı belirlemenin arızasıdır bu. Sistemin kendini yeniden gözden geçirmesi gereken basit ve önemli bir ayrıntıdır. Kamusal hatayı yüzbinlerce çocuğun sırtına yükleyemeyiz. Üstelik bunca aday varken ve her yıl amansızca üniversitelerin kapısına yığılmaktan başka bir alternatifleri de yokken üniversiteleri yüzde 60-70 kapasiteyle eğitime başlatmak milli servetin israfıdır. 

Hocam boş kalanlar vakıf üniversiteleri olacak, devlet üniversiteleri doluyor ki zaten diyebilirsiniz. Yanılıyorsunuz!

Geçen yıl ilk yerleştirmede kalan boş kontenjanların yüzde 57,9'u devlet üniversitelerinde, yüzde 33,4'ü vakıf üniversitelerinde ve yüzde 8,7'si de Kıbrıs yurtdışı üniversitelerinde kaldı. Üstelik 1,7 milyon 2 yıllık ve 1,1 milyon da 4 yıllık tercih yapabilecek adayın olduğu bir yılda. Geçen yıl ilk yerleştirmede 70 bin 268 boş kontenjan kaldı. Kayıt olmayanlarla birlikte bu sayı ek yerleştirmede 145 bin 714'e yükseldi. Özetle artık devlet de vakıf da tam dolmuyor baylar bayanlar...

Sözü çok uzattık şimdi ne olacak?

Bilindiği üzere bu yıl belirlenen ilk barajlara göre adayların sonuçları açıklandı ve 5-20 Ağustos tarihleri arasında genel yerleştirme tercihlerini yaptılar. Şimdi sonuçlar 1 hafta 10 gün içinde açıklanacak ve üniversiteye yerleşenler ve yerleşemeyenler belli olacak. 

Ardından hemen üniversite kayıtları başlayacak. 5 gün gibi kısa bir süre içinde kayıtlar tamamlanıyor. Zira çoğu aday zaten doğrudan okula gitmeden kayıt işlemlerini e-devlet üzerinden tamamlıyor. Kayıtlar tamamlandıktan sonra üniversiteler kendilerine yerleşen ama kayıt yaptırmayan adayların sayılarını YÖK'e bildirecekler ve böylece ilk ek yerleştirmede hangi bölüme kaç kişi alınacağı bu geri bildirim sonrasında ortaya çıkmış olacak. 

İlk ek yerleştirmede kontenjanlar iki yolla oluşur. Birincisi genel yerleştirmede kontenjanını tam dolduramayan programlar, ikincisi ise genel yerleştirmede kontenjanını tam doldurmasına rağmen kayıt kaçağı veren okullar, kazanıp da kaydını yaptırmayanlarla açık kontenjanı kalan okullar. Tüm bu bölümler ve ilk ek yerleştirmede alacakları öğrenci sayıları bir kılavuz ile ilan edilecek ve ÖSYM Eylül ayının sanırım 2. haftasından sonra bununla ilgili tercih sürecini başlatacak. 

Sanırım diyoruz zira onun da takvimi belli değil. Hoş takvimi belli olanda takvime de uyulmuyor ya. 4 Ağustosta sonuçlar açıklanacak diye duyuruldu 28 Temmuzda açıklandı. 5-13 Ağustosta tercihler alınacak dendi, 20 Ağustos'a kadar uzadı. Anlayacağınız takvim olayı bizde çok işlemiyor. Gelişine topa çıkıyoruz. 50 yıldır bu sınavları yapan bir kurumun iş akışını ezbere bilmesi gerekir halbuki!

Birinci ek yerleştirme tercihleri alınıp sonuçları açıklandıktan sonra artık bu yılın özel durumuna geliyoruz. 2. Ek yerleştirme sathı mahalline ancak o zaman giriliyor. 

Hocam n'olur ne zaman olur bu 2. yerleştirme? 

Takvim olayını az önce izah ettiğimi hatırlıyorum. Beklentimiz en iyi ihtimalle Eylül sonu. Ancak ağırlıklı olarak Ekim başını hatta ortasını bulabilir diye de düşünmüyor değiliz. Bilmiyoruz işin açıkçası...

İlk iki yerleştirme tamamlanınca yapılması gereken bir kaç işlem var tabi. Adayların değil uygulayıcı kurumların...

1) TYT'de 140-150 arasında puan elde eden adaylara önceden hesaplanmayan yerleştirme puanlarının hesaplanması.

2) AYT puan türlerinde 170-180 arasında puan elde eden adaylara önceden hesaplanmayan yerleştirme puanlarının hesaplanması.

Yerleştirme puanının hesaplanması son derece kolay. Eğer aday geçen yıl bir programa yerleşmemiş ise diploma notunun %60'lık kısmını sınav puanı ile toplarsın olur biter. Yerleşmişse aynı diploma notunun %30'luk bir kısmını sınav puanı ile toplarsın yine olur biter. Geçen yıl kazanmış cezasını çekecek...

Eğer sınav puanlarının hesaplanmasında yeniden bir işlem yapmazlar ise konu sadece yerleştirme puanlarına diploma notu katkısını ilave ederek hallolur. Sonra bir komut ile "sırala" dersin bilgisayar yeni durumda barajı geçip yerleştirme puanı hesaplananları yüksekten düşüğe sıralar, herkes yeni yerini bulur. Diploma notu yüksek olan yukarı fırlar, düşük olan daha da aşağı düşer. Gayet basit iş ve işlemler...

Ancak iş o kadar da kolay olmayabilir. Zira aşağıdaki durumdan dolayı hiç de azımsanmayacak sayıda aday var. Ne mi? Aşağıdaki paragrafı dikkatle okuyun hatta üzerinden iki kez geçin.

Burada bir uzman olarak nasıl bir çözüm bulacaklar diye merak ettiğim en önemli sorun şu; (Uzman mı dedim ben? Bir daha söyle. Uzzmann:) AYT puanlarının hesaplanmasında adayın TYT'de 150 barajını geçme zorunluluğu vardır, kural bu. Örneğin AYT netleri bakımından fevkalade güzel sonuçlar elde etmesine rağmen TYT'nin kadrine uğrayıp orada 150 üstünü göremeyen ve bundan dolayı sözel, sayısal, EA ve dil puanı hesaplanmayan adaylara yeni durumda TYT barajı 140'a düşürüldüğü için bu puanları şimdi hesaplanacak mı? Bu bence en önemli sorunlardan biri. Bakalım bu işe girişecek mi ÖSYM... (Değiştireceklerine ilişkin beklentim zayıf.)

Eğer sınav puanları hesaplanmaz sadece yerleştirme puanları hesaplanırsa sınavın ne ortalaması ne de standart sapması değişir. Mevcut hesaplama aynen geçerli olur. Ancak durumu yukarıdaki paragraftaki gibi olan adaylara bir sınav puanı hesaplama yapma gereği duyarlarsa bu sefer hesaplanacak puanların tüm ortalama ve standart sapması değişebilir bu da sadece yeni barajı geçen adayları değil önceden barajı geçmiş hatta yerleşmiş tüm adayların puanlarını etkileyebilir. (Bu yüzden beklentim zayıf...)

Peki y-Puanlar hesaplandı, y-Sıralar oluştu şimdi ne yapıyoruz hocam?

Şimdi tercih hakkı kazandınız ve hangi puan ya da sıra ile bu işi yapacağınızı artık biliyorsunuz. Bilmediğiniz bu işi ne zaman yapacağınız (takvim olayı) ve hangi bölümleri tercih edebileceğiniz.

İşte bu bölümler ilk iki yerleştirmeden süzülerek kalan programlar olacak. Platform filmini netflixde izleyenler öne çıksın... Durum o kadar kötü olmayacak hemen darlanmayın...

Boşluk çok kalacak beklentisi olmasa zaten ikinci bir ek yerleştirmeye gerek duyulmazdı. Kalacak ki siz de bunlar arasından seçimler yapıp üniversiteli olma hayalini seneye bırakmayasınız.

Geçtiğimiz 3 yılda iki yerleştirme sonunda hangi bölümde ne kadar boşluk kaldığını bir dosya halinde hazırlamış sisteme yüklemiştim bir amme hizmeti olarak. Ona şu linkten bakabilirsiniz. Bu yıl hepsinden daha fazlasının kalacağını bekliyoruz.

Fazla kalacağını duyunca gözleri ışıl ışıl olan gençleri hatta anneleri görür oldum. Hocam ikinci ekte tıp olur mu? Hukuktaki boşluklara yerleşebilir miyiz? Nolur mühendislik olsun valla dolmamış bak?

Bunlara gücünüz yetmeyecek gençler. Zira 170-180 arası puanınıza 100 diploma notunuz da olsa eklediğimizde en fazla 239,999 olacaksınız ve bu yerleştirme puanının sizi sıralama barajı da gerektiren bu programlara taşıyacak gücü olmayacak. Eğri oturup doğru konuşalım ve imkansız hayaller kurmayalım lütfen. Hocam öğretmenlik olmaz mı? Sadece İngilizce öğretmenliğinde bu şansınız var. Diğerleri 300 bin bandı üstünde ve yeni sıranız sizi oraya eriştirmeyecek.

Hocam ne olur peki?

Sıralama barajı olmayan tüm 2 ve 4 yıllık programlardan kontenjan kalma şansı var ama az ama çok. Elbette trend olmuş genel yerleştirmede kapalı gişe oynamış bölümlerden ya hiç kalmayacak ya da birer ikişer kalacak. Ya da klasmanın üstündeki üniversitelere ait bölümlerden de çok sayıda bölüm kalacağını sanmıyorum. Son yıllarda kontenjanını doldurmakta zorlanan 4 yıllıklar ile çok sayıda iki yıllıklarda bu kontenjanlar kalacak.

Burada bir soru aklımızı kurcalıyor...

İkinci ek yerleştirme sadece yeni durumda barajı geçen adaylar arasında mı olacak yoksa genel ve ilk ek yerleştirmede bir programa yerleşme başarısını gösterememiş adaylar da 2. ek yerleştirmede tercih hakkını kullanacaklar mı? Bu da belirsizliğini koruyor. Kullanabileceklerine ilişkin düşüncenin ağır bastığı yönünde duyumlarımız var ama hala o da belirsizliğini koruyor. (Kişisel kanaatim alayınız gelin kim yerleşecekse yerleşsin şeklinde olabileceği yönünde. Adalet duygum ise sadece yeni adayların hakkı olması yönünde. Bakalım hangi yönde olacak...)

2. Ek yerleştirmede üçüncü bir sorun da şu?

Genel yerleştirmede taban puanı oluşmuş bölümleri olağan ek yerleştirmede o puanın üstündeki adayların seçmesine izin verilir. Örneğin Abant İzzet Baysal Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği 379,315 puanla son öğrencisini almışsa ve kaydolmayan 2 kişi kalmışsa ek yerleştirmede o iki kişi yukarıdaki sözel puandan daha iyi bir puanda olması gerekir. Şimdi zurnanın zırt dediği yere gelelim. Peki! 2. ek yerleştirmede bu kural geçerli olacak mı? Şayet aynı kural uygulanırsa yeni durumda barajı geçen sevgili kardeşlerim bir soğuk su doldurun bardağa. Bu durumda taban puanı oluşmuş yerler genel olarak hayal olabilir. Sadece ilk yerleştirmede kontenjanını dolduramamışlarla yola devam edersiniz. Bununla ilgili de ne yapılacağını bilmiyoruz. ÖSYM açısından da iki ucu pisliğe bulaşmış bir değnek durumu olacak. Zira birinci ek yerleştirmede bu kuralı işletecek ve önceden bazı adaylar bu kurala takılıp bazı bölümleri seçemeyecekler. Bu sefer ikinci ek yerleştirmede bu kural işletilmezse bu sefer de ilk ek yerleştirmede yerleşemeyen adayların yeniden tercih hakkı doğacak. (Kişisel kanaatim şu. 2. ek yerleştirmede herkese tercih hakkı verirlerse bu kuralı rafa kaldırabilirler, sadece sonradan barajı geçenlere tercih hakkı verirlerse bu kuralı aynen uygulayabilirler. Zor bir ikilem. İzleyip göreceğiz...)

Hocam hem öğretmenlik kazanamayacağız diyorsun hem de öğretmenlikten örnek veriyorsun?

Konu öğretmenlik değil yeğen, sadece konu anlaşılsın diye önümdeki listeden gözüme çarpan ilk bölümü örnek olarak yazayım dedim. Yoksa aynısından 14 bin 809 tane örnek var. 

Yazıyı buraya kadar okuma başarısı gösterenler için baraj falan uygulamayın, doğrudan üniversiteye yerleştirin:)

Bu üç mevzu aslında en çok bilinmeyen ve merak ettiklerimiz sevgili adaylar ve okurlar. Hemen özetleyelim...

1) AYT puanları 140 barajına göre yeniden hesaplanacak mı?

2) 2. ek yerleştirmeye topyekün herkes iştirak edecek mi?

3) Taban puanı geçme kuralı 2.ek yerleştirmede işletilecek mi?

Bir dördüncü daha aklıma şimdi geldi.

Diyelim ne olur ne olmaz diye ilk yerleştirmede TYT barajını geçip AYT barajını geçemeyen ve TYT ile bir 2 yıllık tercih eden ve yerleşen bir adaya yeni durumda 170 AYT barajını geçtiği için lisans seçme hakkı verilecek mi? Al bir belirsizlik daha. Kaç kişiyi ilgilendirir bilmiyorum ama vardır mutlaka durumu buna uyan...

Konu çok uzadı. En son kaç aday yeni durumda 2. ek yerleştirme için tercih havuzuna akacak onu da beyan edip yazıyı noktalayayım.

* TYT'de 140 ile 150 arasında kalan yaklaşık 387 bin aday ekstradan 2 yıllık okul tercih hakkı kazanacak.

* Sayısalda 170 ile 180 arasında kalan 90 bin aday ekstradan 4 yıllık sayısal programları tercih hakkı kazanacak.

* Sözelde 170 ile 180 arasında kalan 142 bin aday ekstradan 4 yıllık sözel programları tercih hakkı kazanacak.

* Eşit ağırlıkta 170 ile 180 arasında kalan 172 bin aday ekstradan 4 yıllık EA programları tercih hakkı kazanacak.

* Dilde ise 170 ile 180 arasında kalan 5 bin aday ekstradan 4 yıllık yabancı dil programlarını tercih hakkı kazanacak.

Peki hocam en iyi durumda sıramız kaça çıkar diyenler olabilir. Son bir güzellik de onlara yapayım...

Yeni hesaplanacak yerleştirme puanlarınızla birlikte gelebileceğiniz en iyi sıralar şöyle olacak. (Not; aşağıdaki en iyi sıralar önceki barajın 0,001 hemen altında olup diploma notu 100 olanlara göredir. Daha az bir puan ve daha düşük bir diploma notu ile aşağıdaki sıraların gerisine düşeceksiniz.) En iyi sıralama olasılıklarını görelim.

* TYT'de 1 milyon 302 bin

* Sayısal'da 331 bin

* Sözel'de 422 bin

* Eşit Eağırlıklı'da 454 bin

* Dil'de 64 bin 600

 Bir sır daha verip konuyu kapatayım...

Diploma notunuz 70-75 aralığındaysa sınav sıranıza yakın bir yerleştirme sırası alacaksınız. Daha iyi ise yerleştirme sıralamasında daha iyi bir pozisyon yakalayacaksınız. Düşükse şu anki sınav sıranızın biraz daha gerisine düşeceksiniz. Her puan türünde ve her puan diliminde durum az çok farklılık gösterebilir ama sınır bu bölge. Diploma notunda 70-75 aralığı. Hocam diplomam 90 ne olur? Harika olur! Şu an ki sırandan daha iyi bir sıraya ulaşırsın...

Ben şiştim, bilmem sizi...

Hadi bol şanslar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Üniversite Taban Puanları Belli Oldu, Taban Sıraları da Yaklaşık Hesapladık...

Üniversite tercihleri başladı, tüm adaylara bol şanslar...

An itibariyle YKS tercih dönemine yine merhaba dedik...